İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Twitter hesabından paylaştığı mesajında "Natanz'daki nükleer terörizm, yalnızca (Eski ABD Başkanı Donald) Trump tarafından başlatılan ekonomik terörizme son verilerek kontrol altına alınabilecek tehlikeli bir sarmal ortaya çıkardı." ifadelerini kullandı.
ABD Başkanı Joe Biden'e bu "tehlikeli" süreci tersine çevirmek için İran'a yönelik yaptırımları kaldırma çağrısında bulunan Zarif, "Biden-Harris, ya Obama-Biden anlaşmasını ya da Trump'ın azami başarısızlık kampanyasını seçecek. Başka bir alternatif ve fazla zaman yok." değerlendirmesinde bulundu.
Natanz Şehid Ahmedi Ruşen Nükleer Merkezi'nde 10 Nisan'da Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin talimatıyla önceki santrifüjlere kıyasla 10 kat daha fazla uranyum zenginleştirme imkanı sağlayacak 164 adetten oluşan IR-6 santrifüj zinciri devreye sokulmuştu. Yeni nesil santrifüjlerin devreye girmesinden bir gün sonra ise tesiste büyük bir patlama yaşandığı açıklanmıştı.
Patlamanın hemen ardından olayın kaza olduğunu duyuran İranlı yetkililer daha sonra ise olayın santrifüjleri hedef alan ve Siyonist rejim İsrail tarafından gerçekleştirilen bir sabotaj eylemi olduğunu açıklamıştı.
İran, İsrail'in saldırıyla Viyana'daki nükleer anlaşmayla ilgili görüşmeleri sabote etmeye çalıştığını belirtiyor.
İran İntikam Alacak
Muhammed Cevad Zarif, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, "Siyonistler intikam almak istiyor çünkü yaptırımların kaldırılması konusunda ilerleme sağladık. Açıkça buna izin vermeyeceklerini söylediler. Ama Siyonistlerden intikamımızı alacağız" dedi.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatipzade de daha sonra Tahran'daki düzenlediği basın toplantısında saldırının arkasında "elbette İsrail'in olduğunu" söyledi.
Said Hatipzade, "Saldırı, şükürler olsun insanlara ya da çevreye zarar vermedi. Ancak bir felaket olabilirdi. Bu insanlık suçudur ve bu tür eylemler yürütmek Siyonist rejimin özüne uygundur" diye konuştu.
Hatipzade, olayda sadece etkisi en düşük IR1 adı verilen santrifüjlerin zarar gördüğünü ve yerlerine daha gelişkin santrifüjler yerleştirileceğini de ekledi.
Tesiste önce bir enerji kesintisi olduğu bildirilmiş daha sonra İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Ali Ekber Salihi bunun bir "nükleer terör eylemi" olduğunu söyleyerek uluslararası toplumu göreve çağırmıştı.
İran bu tesiste son günlerde uranyum zenginleştirme faaliyetini yeniden başlatmıştı.
'Mossad'ın Siber Eylemi'
Siyonist ve işgalci rejim İsrail'den henüz resmi bir açıklama gelmedi ama devlet radyosu Kan, istihbarat kaynaklarına dayanarak bunun İsrail dış istihbarat servisi Mossad tarafından gerçekleştirilen bir siber operasyon olduğunu aktardı.
Aynı radyo haberinde tesiste meydana gelen hasarın İran'ın bildirdiğinden çok daha büyük olduğu da kaydedildi.
ABD istihbarat kaynakları da New York Times gazetesine, meydana gelen büyük bir patlamanın, yeraltındaki tesisin içindeki santrifüjlere enerji sağlayan sistemi tamamen imha ettiğini iddia etti.
Aynı kaynaklar bu tesiste yeniden uranyum zenginleştirme faaliyetine başlanabilmesinin en az dokuz ay gerektireceği tahmininde bulundu.
İşgalci rejim İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu Pazar günü yaptığı açıklamada, İran ve müttefiklerine karşı sürdürülen mücadelenin büyük bir görev olduğunu söylemişti.
Siyonist rejim İsrail son günlerde İran'ın nükleer faaliyetleriyle ilgili nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılması konusundaki itirazlarını ve uyarılarını artırmıştı.
ABD eski Başkanı Donald Trump, ülkesini 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmadan çekmişti. Anlaşmanın tekrar yürürlüğe girmesi için diplomatik çabalar sürüyor.
ABD yeni Başkanı Joe Biden, anlaşmaya geri dönmenin yollarını aradığını söylemiş ve ABD heyeti Viyana'daki müzakerelere dolaylı olarak katılmaya başlamıştı.
İran ise Çin, Fransa, Almanya, Rusya ve İngiltere'nin de taraf olduğu anlaşmanın yeniden hayata geçirilmesi konusunda önce ABD yaptırımlarının kaldırılması koşulunu getiriyordu.
Uranyum, santrifüjlere uranyum heksaflorid gazı verilip, nükleer füzyon için en uygun izotop olan U-235 elde edilmesi yöntemiyle zenginleştiriliyor.
2015 tarihli nükleer anlaşma İran'ın IR1 santrifüjlerini sadece yüzde 3,67 oranında zenginleştirilmiş sınırlı miktarda uranyum üretmesine izin veriyor. Bu, nükleer enerji tesislerinde yakıt olarak kullanılabilecek bir ürün.
Buna karşılık nükleer silah yapımında kullanılabilmesi için uranyumun yüzde 90 ya da üzerinde zenginleştirilmesi gerekiyor.
Nükleer silah üretimini hedeflemediğinde ısrar eden ve nükleer enerji peşinde olduğunu açıklayan İran, Trump yönetiminde ABD tarafından konulan yaptırımlara misilleme olarak anlaşmada belirlenen zenginleştirme hedeflerine uymayacağını bildirmişti.
İran'ın bu yönde attığı adımlar arasında daha gelişkin santrifüjler kullanmak suretiyle zenginleştirmeyi % 20 düzeyine çıkarmak ve depolamak da bulunuyor.
Son olaylar sonrasında İran zenginleştirmeyi % 60 seviyesine çıkaracağını açıkladı.