Koronavirüs aşısını yaptıran Filistinliler, işgal altındaki Filistin topraklarında bulunan Siyonist rejim tarafına geçebilecek ve çalışabilecek.!
Hiyi Ouanina, yaşlı annesini Covid-19 ile enfekte etmek istemedi bu nedenle Siyonist rejim İsrail'in önümüzdeki iki hafta içinde virüse karşı aşılamayı planladığı 120.000 Filistinli işçiden biri olduğu için minnettar.!
Ouanina, Salı günü Siyonist rejim İsrail’de yayınlanan Kudüs Post gazetesine verdiği demeçte, Judea şehri Efrat'ta otururken, Moderna aşısının hızlı bir şekilde enjekte edilmesinden kısa bir süre sonra iyileştiğini söyledi.
Pazartesi günü başlayan hükümet faaliyetleri Koordinatörü (COGAT), Sağlık Bakanlığı ve Magen David Adom tarafından yürütülen ortak bir operasyonda aşıyı alan ilk 21.000 Filistinliden biriydi.
Filistin Yönetiminden ziyade Siyonist rejim İsrail tarafından kendisine sunulan bir aşı aldığı için minnettardı (!) ve iğneyi aldığında kendini daha güvende hissetti.(!)
Küçük bir ticaret merkezinin altındaki büyük bir çıplak odada beyaz bir plastik sandalyeye otururken, Ouanina yakındaki Neveh Daniel'de bir çiftlikte çalışan olarak aşılandığı için şanslı olduğunu söylüyor.(!)
Filistin Yönetimi (PA)’nin halkının aşı olmasına yardımcı olmak için çok az şey yaptığını söyleyen Quanina, en iyi tavsiyesinin insanların işe gitmekten kaçınmaları ve “sadece evde kalmaları" uyarısında bulunduğunu söylüyor. (!)
Siyonist rejim İsrail, beş milyondan fazla vatandaşını aşıladı. Enfeksiyonların sayısı düşmeye başladı ve ülke iş için yeniden açılmaya başladı.
PA, aşıları elde etmek için çabalarken bir karantina-kapatma stratejisine güveniyor. Şimdiye kadar, sadece 22.000 aşı Gazze Şeridi'ne girdi ve 10.000 tane de Batı Şeria'ya gitti.
Yerleşimler de dahil olmak üzere İsrail'e girmek için çalışma izni olan Filistinlileri aşılamak için program, Filistinlilerin aşıyı almaları için en iyi şansı temsil ediyor.
Siyonist rejim İsrail, aşılama sürecinde vatandaşlarına öncelik verdiği için eleştirildi ve ateş altında kaldı. Eleştirmenler, İsrail'in Pfizer'den aldığı beş milyon insan için yeterli olan ilk 10 milyon dozu, Batı Şeria ve Gazze'deki İsrail vatandaşları ve Filistinliler arasında adil bir şekilde dağıtması gerektiğine inanıyor.
Siyonist rejim İsrail ise kendi aşılama programı tamamlandıktan sonra Filistinlilere ve ilk önce de İsrail tarafına geçen çalışmak zorunda olan işçilere öncelik vermeyi planlıyor.
İsrail rejimi Oslo anlaşmaları uyarınca, PA vatandaşlarının sağlık hizmetlerinden sorumlu olduğunu savundu. İşçi programına ek olarak, Filistinlilere Pfizer aşısının 2.000 dozunu verdi ve ek bir 3.000 doz aşı sözü verdi.
Cogat'ın operasyonel Bölüm Başkanı Albay Eyal Zevi, Siyonist İsrail Ordusu (IDF)'nin İsrail'e geçişlerde sekiz aşı merkezi açtığı Pazartesi günü Filistinlileri aşılamanın öneminden bahsetti. “Virüs coğrafi sınır tanımıyor ve bu nedenle Filistinli işçilerin aşılanması her iki taraf için de ortak bir çıkar” dedi.
Salı günü, Sağlık Bakanı Yuli Edelstein, orada bulunan fabrikalarda İsraillilerle birlikte çalışan Filistinlilere aşı merkezinin açılmasını sağlamak için Samiriye'deki Barkan endüstri Parkı'nı ziyaret etti. Hem o hem de Samiriye bölge Konseyi Başkanı Yossi Dagan, sahada aşılanan ilk Filistinli işçiyi tebrik etti.
Edelstein daha sonra Belediye Başkanı Eli Shaviro ile birlikte başka bir aşılama merkezi açmak için yakındaki Ariel şehrine gitti. Her iki yerde de Edelstein, Barkan ve Ariel'in ortak Sanayi bölgelerinde sergilenen Filistinlilerle bir arada yaşamanın öneminden bahsetti.(!)
Gelecekte, bu gibi görüntülerin çok daha fazla olması gerektiğini söyleyen Edelstein, “Bu bir barış. Bu bir arada yaşama.(!)” ifadesini kullandı.
Efrat bölge Konseyi Başkanı Oded Ravivi de şunları söyledi: "Koronavirüs bize iyi komşuluğun ne kadar önemli olduğunu öğretiyor; yerleşimciler ve Filistinliler arasındaki ilişkilerin işbirliği yaptığımızda ne kadar iyi olabileceğini öğretiyor.”
Ancak, Arapça işaretleri ve Arapça konuşan personeli ile küçük bir aşılama merkezine giden Filistinliler için aşı, bir arada yaşama ve güvenlikten daha çok “iş” anlamına geliyor…
Gush Etzion kavşağı yakınlarındaki Rami Levy süpermarketinde bir kasiyer olan Hanadi Abdo, aşılamanın bir iş şartı olduğunu söyledi, ancak her gün sürekli bir insan akışına maruz kaldığı için bu seçenekten memnun.
“Buna ihtiyacımız var " diyen Abdo, neyse ki iki yetişkin kızının üniversite öğrencsi olduğunu ve bu sayede aşı alabildiklerini de sözlerine ekliyor.
"Aşı olmak istedim. Çünkü Corona'yı istemiyorum" diyen Abdo, güvenliğini düşünmesi gereken 13 yaşında bir kızı olduğunu da sözlerine ekliyor.
Bethlehem'den bir tesisatçı ve dört çocuk babası olan Walid Ahmad Ebu Swai, aşıyı da alan oğluyla birlikte Efrat'taydı. Diğer oğlu da aşı yaptırmayı başardı, ancak iki kızı ve karısı bu kadar şanslı değildi.
Efrat'taki bir inşaat ekibinin Başkanı Mahmud Zohada, babasının zaten etkilendiğini ve hastalıktan kurtulduğunu söyledi. Dört çocuğun babası, “beş hafta boyunca izolasyondaydım " dedi ve onun için çalışanların aşı yaptırmaya ikna ettiğini de sözlerine ekledi.
Zohada, bir ay içinde 120.000 işçiye sunulacak olan ikinci aşıyı bekliyor.
Ancak Kudüs Post tarafından görüşülen bir dizi Filistinli, aşının onları sinirlendirdiğini ve bir iş şartı olduğu için aşılanmayı kabul etmeye mecbur kaldıklarını söyledi.
Eyad Ebu Hammad, eğer ona bağlı olsaydı, Covid-19'u aşıyı alma riskinden ziyade sıcak su, limon ve sarımsakla tedavi olmak istediğini açıklıyor.
Ebu Hammad, “korktum çünkü aşı hakkında yeterince şey bilmiyorum" dedi ve aşılamanın uzun vadeli etkisi hakkında hala cevaplanmamış birçok soru olduğunu da sözlerine ekledi.
Yine de, Bethlehem'in güneybatısındaki Batı Şeria Wadi an Nis köyünden beş çocuk babası, yedi kişilik ailesinde aşı alma seçeneği olan tek kişi olarak kendini eşsiz bir konumda buluyor.(!)
Ebu Hammad başka seçeneği olmadığını söyledi. Neve Daniel'deki işvereni, sadece aşılanırsa işe gelebileceğini söylemiş.(!)
Aşılandıktan sonra, IDF ona küçük bir beyaz kağıt parçası üzerinde bir aşı sertifikası verdi ve arkadaşı o anın fotoğrafını çekti.
Daha sonra da tek hissettiği “küçük bir baş ağrısı” olduğunu belirtti.
Ebu Hammad, “Kaderimi Tanrı'nın elinde bırakıyorum” diyerek işgal altındaki Filistinlilerin Siyonist rejim baskısı altında nasıl yaşadıklarını ve nasıl bir ruh hali içerisinde olduklarını ortaya koydu.
İşgalci rejim Siyonist İsrail, aşıyı bir silah bazen de bir şantaj aracı olarak kullanıyor. Kendi halkı için fazlasıyla aşı alıp bunun bir kısmını da rüşvet olarak bazı ülkelere bağışta (!) bulunurken işgal altında tuttuğu ve hukuken onların sağlığından sorumlu olduğu Filistin halkına aşı temin etmedi ve bu yükümlülükten de kaçındı.
Yurtdışından gelen aşıların Gazze’ye girmesine de zorluklar çıkarıp engel olan Siyonist rejim, Filistin halkına da zulmetmeye devam ediyor.
//Bu haber Abdullah Yiğit tarafından
The Jerusalem Post’tan İsrailpost.com için
tercüme ve edit yapılmıştır.