• Yükleniyor

Siyonizm'in varlığı bile tehdit....


Siyonizm'in varlığı bile tehdit....
Paylaş :


Suriye’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Beşar Caferi, Siyonist rejim İsrail’in Arap topraklarındaki işgalci durumunu gözler önüne serdi.

Suriye’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi olan Dışişleri ve Gurbetçiler Bakan Yardımcısı Beşar Caferi, siyonist rejim İsrail’in Arap topraklarını işgalinden bu yana 50 yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen bu işgalin bugün devam ettiğine, Güvenlik Konseyi’nin sorumluluklarını yerine getiremediği ve işgale son veremediği için bölgemizde gerginliğin ve çatışmanın devam etmesindeki temel faktörün Siyonist İsrail’in varlığı olduğunu belirtti.

Batı Asya’daki durumla ilgili oturumda Güvenlik Konseyi başkanlığına yaptığı açıklamada Caferi, Güvenlik Konseyi’nin İsrail işgal yetkililerini saldırgan eylemlerinden ve uluslararası hukuku ve Birleşmiş Milletler Şartı’nı ihlallerinden ve işgal altındaki Arap topraklarındaki halka karşı sistematik, baskıcı suç uygulamalarından sorumlu tutamadığından 54 yıllık bir zamanın geçtiğine işaret ederek, bunun Antlaşmanın ilkelerini, uluslararası barış ve güvenliği sürdürmede üyeliğin görev ve sorumluluklarını terk eden başta ABD’nin bulunduğu, Güvenlik Konseyi’nin bazı Batılı daimi üyelerin sağladığı koruma nedeniyle oluşan bir durum olduğunu belirtti.

Caferi, ABD eski başkanı Donald Trump yönetiminin Siyonist İsrail işgaline ve planlarına karşı eşi benzeri görülmemiş bir önyargıya tanık olunduğu için meselenin bununla sınırlı olmadığını dile getirerek, bu yönetimin Arap topraklarının siyasi ve hukuki gerçekliğini değiştirmeye yönelik tek taraflı, kışkırtıcı ve yasadışı tedbirler aldığına işaret etti.

Caferi, bununla birlikte, bu Amerikan girişimleri Suriye’den ve konsey üyesi devletlerin ezici çoğunluğu tarafından açık ve güçlü bir kınama ile karşılaştığına dikkat çekerek, önceki Amerikan yönetiminin eylemlerinin Konsey’in çoğunluğu tarafından “dünya halklarının kaderini belirleme veya Suriye Arap Cumhuriyeti ve işgal altındaki Filistin topraklarının ayrılmaz bir parçası olan toprakları elden çıkarma konusunda siyasi, yasal veya ahlaki kapasitesi olmayan bir parti tarafından yapılan davranışlar” olarak nitelendirildiğini söyledi.

Caferi, İsrail işgal yetkililerinin uluslararası hukuku ve uluslararası meşruiyet kararlarını göz ardı etmelerinin daha önce görülmemiş bir düzeye ulaştığını ve Suriye topraklarına yönelik saldırılarını yoğunlaştırıp sıklaştırarak Kuvvetler Ayrılığı Anlaşması ile ilgili 1974 tarihli 350 sayılı Güvenlik Konseyi Kararının açık bir şekilde ihlal etmeye devam ettiğini belirtti.

Caferi, işgal yetkililerin yerleşim suçları, ırk ayrımcılığı, keyfi tutuklama, işkence, yerinden edilme, demografik değişim, Golan’ın doğal kaynaklarının çalmasının da bulunduğunu belirtti. Caferi, işgalci İsrail rejiminin Avrupa’da okuyan ve tatillerini aileleri ile birlikte geçirmeye gelen Golan öğrencilerine İsrail vatandaşlığını kabul etmeye zorladığını, aksi takdirde Avrupa'ya gitme ve eğitimlerine devam etmeyi engellemeyle tehdit ettiklerine dikkat çekti.

Caferi, Suriye’nin Filistin halkının kendi kaderini tayin etme ve başkenti Kudüs olmak üzere tüm ulusal topraklarında bağımsız bir devlet kurma hakkına verdiği desteği vurgularken, mültecilerin hakkına ise 1948 tarihli 194 sayılı karara uygun olarak evlerine dönme haklarının güvence altına alınmasının önemine işaret etti.


İlginizi Çekebilecek Yazılar

İnsani Yardıma İzin Verilmiyor
  • @israilpost
  • 20-05-2025
İnsani Yardıma İzin Verilmiyor
İsrail
  • @israilpost
  • 20-05-2025
İsrail'in tecridi an meselesi
Yeni dönem
  • @israilpost
  • 20-05-2025
Yeni dönem
İsrail
  • @israilpost
  • 19-05-2025
İsrail'e büyük hizmet
 Gazze
  • @israilpost
  • 19-05-2025
Gazze'ye Kara Saldırısı