Lübnan'daki mevcut kriz, ülke ekonomisinin durgunluğunun ya da yasa dışı Siyonist rejimin sürekli terörist tehditlerinin bir sonucu değil, efsanevi terörle mücadele hareketi Hizbullah'ın artan gücünü ve etkisini frenlemek için sefil bir şekilde başarısız olan ABD'nin korkak ekonomik terörizminin geçici sonuçlarıdır.
Washington, ABD ve eski sömürgeci güç Fransa'ya sadık görünen bazı anti-sosyal unsurların veya bazı siyasi grupların sokaklarda rahatsızlıklara yol açması için kışkırtmasının Lübnan'daki durumu daha da kötüleşeceğini ve Hizbullah'ın ulusal ve bölgesel düzeydeki rolünü kısıtlayacağını düşünüyor.
Ancak ABD ve Siyonist rejim İsrail'i dehşete düşüren tablo farklılık arz ediyor, buna göre: Hizbullah, üst düzey heyetinin Rusya'ya yaptığı ziyaret ve Pazartesi günü Moskova'da ev sahibi ülkenin dışişleri bakanı ve deneyimli siyasetçi Sergei Lavrov ile yaptığı görüşmede de görüldüğü gibi daha fazla manevra gücü elde etti.
Lübnan'ın seçilmiş parlamentosunda Hizbullah'ın siyasi kanadı olan Direniş Bloku'nun Başkanı Muhammad Rad, Lavrov tarafından sıcak karşılandı ve ikili, işgalci rejim İsrail'in bölgedeki devlet terörü eylemleri de dahil olmak üzere çeşitli konularda görüşmeler yaptı.
Rad; "Lübnan ve bölgedeki en son gelişmelerin yanı sıra hem Suriye hem de Lübnan'da terörle mücadele alanında güvence altına alınan istikrar ve destek başarılarını sürdürme araçlarını tartıştık." dedi.
Ziyaret ve müzakereler, Batı medyasının iddia ettiği gibi, popüler Lübnan hareketine bir uyarı yerine Hizbullah'ın gücüne dair akut korkularını gösteren propagandasıyla açıkça görülebileceği gibi, Siyonist rejimin karşısında keskin bir tokattı.
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mikhail Bogdanov'un Lübnan'dan gelen onur konuklarının ziyareti arifesinde söylediği sözlerle ifade edelim: "Onlarla temasları ve ilişkileri sürdürüyoruz çünkü onları terör örgütü olarak görmüyoruz... Hizbullah halk tarafından Lübnan parlamentosuna seçildi. Bunlar Lübnan'daki Hizbullah Partisi’nden kabine üyeleri ve bakanlar. Bu meşru bir sosyo-politik güçtür."
"Allah'ın Hizbi" anlamına gelen ifadenin Arapçası olan "Hizbullah", şeytanın ordularına karşı ilahi güçlerin zaferini vaat eden bir Kur'an terimidir.
Sünni, Dürzi ve Hristiyan gibi Lübnan halkının tüm kesimleri tarafından desteklenen halk hareketi, 2000 yılında Lübnan'ın güneyinden Siyonist İsrailli işgalcileri kovdu ve ardından 2006'da 33 günlük savaş sırasında Siyonist rejimin yenilmezlik efsanesini de yıktı.
Şu anda Hizbullah, Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad hükümetinin daveti üzerine Suriye'de aktif durumda ve Suudi Arabistan tarafından finanse edilen ve ABD, Fransa, İngiltere ve Siyonist rejim İsrail tarafından silahlandırılan korkunç derecede cani tekfirci teröristleri başarılı bir şekilde bozguna uğrattı.
Dahası, Direniş Cephe'nin çekirdeği olarak görülen Hizbullah, Filistin'de İslam'ın eski kıblesi Beyt'ül Mukaddes (Mescid-i Aksa)’nın kurtuluşu mücadelesini tam olarak destekliyor ve Suudi-BAE işgaline karşı da kahramanca savunma yapmalarında Yemen halkına destek veriyor.
Aynı zamanda Hizbullah, herhangi bir saldırıyı caydırmak için silah cephaneliğine ek olarak, yardım kuruluşları ağı ve kendi bankacılık sistemiyle Lübnan halkının Siyonist tehditler ve ABD ekonomik terörizmi karşısında ekonomik, sosyal ve kültürel koşullarını desteklemek için hiçbir çaba ve fedakarlıktan da kaçınmamaktadır.
Bu önlemler, savaş bakanı ve üst düzey ordu yetkililerinin açıklamalarından da anlaşılacağı üzere uğursuz İsraillilerin belini kırdı ve kırmaya da devam ediyor.
Siyonist rejimin askeri yetkilileri Benny Grantz ve Uri Gordon, Hizbullah'ın gücünü Suudi Arabistan'ı temellerine kadar sarsan Yemen'in Ensarullah'ıyla eşitlediğinde ölümüne korkuyorlar.
Böylece, işgalci rejim İsrail'in bir yanlış hamlesi ve bir kıyamet senaryosu kesinlikle işgal altındaki tüm Filistin'i kapsayacak.
/Keyhan International