• Yükleniyor

Türkiye de Normalleşiyor


Türkiye de Normalleşiyor
Paylaş :


Türkiye’nin son attığı adımlara bakılırsa, Ankara ile Tel Aviv arasındaki ilişkiler bir değişimin eşiğinde ya da en azından Ankara’nın talebi bu yönde.

Türkiye’nin son attığı adımlara bakılırsa, Ankara ile Tel Aviv arasındaki ilişkiler bir değişimin eşiğinde ya da en azından Ankara’nın talebi bu yönde.

İki ülke arasındaki ilişkiler, işgalci İsrail ordusunun 2010’da abluka altındaki Gazze’ye doğru seyrederken bir baskınla Türkiyeli sivil aktivistleri öldürdüğü Mavi Marmara olayından bu yana, 10 yılı aşkın süredir zaten gergin seyrediyordu. ABD Başkanı Donald Trump’ın iki yıl önce Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması ilişkileri daha da dibe itti.

Türkiye, ABD’nin kararını protesto eden Gazze’deki göstericiler ile İsrail ordusu IDF arasındaki kanlı çatışmaların ardından İsrail’in Ankara Büyükelçisi Eitan Naeh’ten ülkeden ayrılmasını istemiş, büyükelçi ülkeden ayrılırken havaalanında küçük düşürücü tavırlara maruz kalmıştı. Yaşananlar karşısında pek seçeneği kalmayan İsrail de Türkiye’nin İsrail konsolosu Hüsnü Gürcan Türkoğlu’nun ülkeden ayrılmasını istemişti.

İlişkiler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın akabindeki yıllarda yaptığı İsrail karşıtı, hatta anti-Semit tonlar içeren sayısız açıklamalarıyla daha da gerildi. Erdoğan, Trump’ın İsrail-Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki normalleşme sürecini ilan etmesine tepki olarak 13 Ağustos’ta Abu Dabi ile diplomatik ilişkileri kesmeyi düşündüklerini ve protesto amacıyla BAE’deki Türk büyükelçisini çekebileceklerini söyledi ama bu tehditler hayata geçirilmedi.

Türkiye, dört ay sonra İsrail ile Fas ilişkilerindeki normalleşmenin yine ABD tarafından ilanına ise daha farklı bir tepki verdi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu “her ülkenin istediği ülkeyle ilişki kurma hakkının bulunduğunu fakat bunun, Filistin davası pahasına yapılmaması” gerektiğini söylemekle yetindi.

Bu satırların yazarı ekim ayında İsrail-Türkiye ilişkilerinin ticari ve kültürel alanda yükselişe geçtiğini bildirmişti. Al-Monitor 30 Kasım’da da Türkiye Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı Hakan Fidan’ın ikili ilişkilerin düzeltilmesi için İsrailli yetkililerle gizli görüşmeler gerçekleştirdiğini duyurmuştu. Tel Aviv Moshe Dayan Enstitüsü 7 Aralık’ta yayımladığı bir makalede İsrail ile Türkiye arasındaki deniz yetki alanlarının yeniden çizilmesi önerisini gündeme getirdi. Makale Erdoğan’a yakın isimlerden emekli Amiral Cihat Yaycı ile araştırma görevlisi Zeynep Ceyhan tarafından kaleme alındı.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Erdoğan arasındaki bir görüşmede İsrail konusunun ele alındığının bildirilmesi de bir diğer olumlu göstergeydi. Aliyev’in Erdoğan’a Türkiye-İsrail ilişkilerinin onarılması için muhtelif önerilerde bulunduğu, Erdoğan’ın da bunlara olumlu yanıt verdiği basına yansıdı.

Ardından Ankara’nın iki yıl süren boşluğun ardından Türkiye’nin yeni İsrail büyükelçisi olarak Ufuk Ulutaş’ı atamayı düşündüğüne dair haberler çıktı. Erdoğan da 25 Aralık’ta Türkiye’nin İsrail ile ilişkilerini geliştirmek istediğini açıkladı. Erdoğan iki ülke istihbaratı arasındaki temasların devam edebileceğini belirtirken Filistin yanlısı tutumundan ise geri adım atmadı; “En tepe noktadaki kişilerle bir takım sıkıntılar yaşıyoruz. İsrail'in bir de Filistin politikası adeta bizim kırmızı noktamızdır" diye konuştu.

İsrailli yetkililer ise ne yeni büyükelçi adayına ne de Erdoğan’ın son açıklamalarına bir karşılık vermiş değil. İsrail’deki uzmanlara göre büyükelçi ataması yapılsa bile İsrail’e hemen taşınmak yerine bir süre Ankara’da kalıp mekik diplomasisi sürdürecek.

Al-Monitor’a bilgi veren bir diplomatik kaynağa göre İsrail tarafında hâlihazırda maslahatgüzar seviyesinde olan diplomatik ilişkilerin seviyesini yükseltmeye yönelik bir plan ise henüz söz konusu değil.

Türkiye’nin İsrail’e dönüşünün masumane olmadığı açık ve gelişme iki dönüm noktasına bağlanıyor. Birincisi ABD’de görevi devralmaya hazırlanan yeni yönetim. Ankara hem Joe Biden yönetimi hem de Avrupa Birliği ile yeni bir sayfa açmak istiyor. İkincisi İsrail’in hem uluslararası hem de Arap dünyasındaki itibarının artması.

Peki İsrail Türkiye’nin iyi niyet jestlerine nasıl bakıyor? İsrail tarafı tüm bu olumlu adımlara karşı niçin sessiz?

İsrail’deki en tepe Türkiye uzmanlarından biri olan Kudüs Strateji ve Güvenlik Enstitüsü’nden Hay Eytan Kohen Yanarocak’a göre İsrail’in tepkisini kamusal olarak paylaşmaması gelişmeleri göz ardı ettiği anlamına gelmiyor: “İsrail elbette ilişkilerde gerçek bir normalleşme ile ilgileniyor ancak önce Ankara’nın ne kadar ciddi olduğunu görmek istiyor. İsrail için bunun üç göstergesi var: İsrail Türk büyükelçisinin ülkeye dönmesini, Türkiye’nin Hamas’a desteğini kesmesini ve Türkiye ve Erdoğan’ın hasmane açıklamalara son vermesini bekliyor. Tüm bunlar gerçekleştiğinde İsrail’in diplomatik ilişkilerin onarılmasını reddetmeyeceği açık.”

İsrail Savunma Bakanı Gabi Aşkenazi’nin de muhtelif vesilelerle vurguladığı gibi Türkiye-Hamas ilişkileri İsrail için bilhassa hayati önem taşıyor. İsrail Maslahatgüzarı Roey Gilad ağustos ayında İsrail’in geçen yıl Hamas’ın İstanbul’da yürüttüğü terör faaliyetleri ve Türkiye’nin İstanbul’daki onlarca Hamas üyesine vatandaşlık vermesi konusunda Ankara’yı uyardığını açıklamıştı. Times of London gazetesi de 22 Ekim’de Hamas’ın siber savaş ve karşı istihbarat faaliyetleri için Türkiye’de gizli bir karargâh kurduğunu yazmıştı.

Yanarocak bölgedeki jeopolitik dengenin geçen 10 yıl içinde büyük bir değişim geçirdiğine dikkat çekiyor. Kudüs geçmişte, İsrail’i tanıyan ilk Müslüman ülke olduğu için Türkiye’ye borçlu hissediyordu. İki ülke arasında normalleşmenin İsrail’in çıkarına olacağı açık ama İsrail’in başka çıkarları da var. Yanarocak’ın değerlendirmesi şöyle: “Türkiye, Filistin yanlısı tutumuyla ironik bir şekilde İsrail-Yunanistan-Kıbrıs ittifakının baş mimarı oldu. Fikrimce İsrail, Türkiye ile kırılgan ilişkiler uğruna bu iki ülkeyle ilişkilerini feda etmeyecektir.”

Başbakan Benyamin Netanyahu İsrail-Yunanistan-Kıbrıs ittifakını güçlendirmek için olağanüstü bir çaba gösterdi. Kahire merkezli Doğu Akdeniz Gaz Forumu’nun geliştirilmesine de büyük yatırım yaptı. Forum, İsrail ve Mısır’ın yanı sıra İsrail için stratejik önem taşıyan Yunanistan, Kıbrıs, İtalya ve Ürdün’ü de kapsıyor. İsrail’in Körfez devletleriyle yakınlaşma çabalarının ruhuna uygun olarak BAE de kısa süre önce foruma gözlemci statüsüyle katıldı.

Dolayısıyla Hamas’ın İstanbul’daki varlığını sürdürdüğü ve İsrail’in hem eski hem de yeni dostlarıyla ilişkilerini pekiştirdiği bir ortamda Kudüs’ün Erdoğan’a hediye vermek için acelesi yok.

/Al-Monitor/Rina Basisst


İlginizi Çekebilecek Yazılar

 600 Milyar Dolarlık Anlaşma
  • @israilpost
  • 14-05-2025
600 Milyar Dolarlık Anlaşma
Siyonistlerden Yeni Katliam
  • @israilpost
  • 14-05-2025
Siyonistlerden Yeni Katliam
İsrail’den kitlesel göç
  • @israilpost
  • 14-05-2025
İsrail’den kitlesel göç
Siyonistler  yol ayrımında
  • @israilpost
  • 12-05-2025
Siyonistler yol ayrımında
Siyonist ordu tuzağa düştü
  • @israilpost
  • 11-05-2025
Siyonist ordu tuzağa düştü
Siyonist İsrail
  • @israilpost
  • 10-05-2025
Siyonist İsrail'e Darbe