Ulusal Yahudi Fonu, yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerini genişletmek amacıyla işgal altındaki Batı Şeria'da toprak satın alacak.
Walla News haber sitesinin verdiği habere göre; Ulusal Yahudi Fonu yönetimi 14 Şubat Pazar günü Batı Şeria'da toprak satın alınmasını öngören politika değişikliğini onaylayacak. Haberde, Fonun sadece Batı Şeria'nın "C bölgesindeki" Filistinlilere ait özel arazileri de satın alacağı iddia ediliyor.
Yapılacak politika değişikliği ile Batı Şeria'ya yeni Yahudi/Siyonist göçmen yerleşim birimleri inşa edilmesi planlanıyor.
Yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerini destekleyen lobilerin baskısı nedeniyle politika değişikliğine gidildiği ifade edilen haberde, Ulusal Yahudi Fonunun bu amaç için yüz milyonlarca dolar bağış toplayabileceği de söyleniyor.
Ulusal Yahudi Fonun 1967'den sonra Batı Şeria'da doğrudan toprak satın almadı.
Anayasaya Aykırı
Filistin Anayasası'nın ilgili maddesine göre, ülke topraklarının bir parçasını "yabancı bir ülkeye" satan veya o ülke topraklarına eklenmesine yardımcı olan kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılıyor.
Kudüs ve Filistin Müftüsü Şeyh Muhammed Hüseyin 2018’de, Kudüs ve Filistin topraklarının bir kısmını Yahudi/Siyonistlere satmanın ya da Yahudilerin bu toprakları almasını sağlamanın haram olduğu yönünde fetva vermişti.
Ulusal Yahudi Fonu Tarihi
Filistinlilerden toprak satın almak ve üzerine Yahudi/Siyonist göçmen yerleşim birimi inşa etmek üzere 1901'de kurulan Ulusal Yahudi Fonu, dünyanın dört bir yanındaki Yahudilerden bağış topluyor.
Kar amacı gütmeyen Fon, İsrail'deki toprakların yüzde 15'ini elinde bulunduruyor.
Filistin ile işgalci rejim İsrail arasında 1995'te imzalanan "İkinci Oslo Anlaşması" çerçevesinde Batı Şeria, A, B ve C bölgelerine ayrılmıştı.
Yüzde 18'i kapsayan A bölgesinin yönetimi idari ve güvenlik olarak Filistin'e, yüzde 21'lik B bölgesinin idari yönetimi Filistin'e güvenliği İsrail'e devredilirken, yüzde 61'ini kapsayan C bölgesinin idare ve güvenliği ise Siyonist rejim İsrail'e bırakılmıştı.
İşgalci rejim İsrail'in 1967'de işgal ettiği Batı Şeria'da 250'den fazla yasa dışı Yahudi/Siyonist yerleşim yeri bulunuyor. Bu yerlerde ikamet eden 450 binden fazla Yahudi/Siyonist yerleşimci Filistinliler için hayatı daha da zor hale getiriyor.
Uluslararası hukuk ve BM kanunlarına göre, işgal altındaki topraklarda bulunan tüm Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı ve işgal anlamı taşıyor.
ABD’den İtiraz Gecikmedi
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Ulusal Yahudi Fonunun Yahudi/Siyonist yerleşimleri genişletmek için Batı Şeria'da toprak satın alacağına ilişkin haberler üzerine "ilhak, yerleşim, yıkım ve şiddeti körüklemek dahil tek taraflı adımlardan kaçınılması gerektiği" uyarısında bulundu.
Price, "İki devletli çözüm için yapılan görüşmelerin ilerletilmesine yönelik çabaların önünü kesen ve tansiyonu artıran tek taraflı adımlardan kaçınmanın kritik olduğuna inanıyoruz." İfadesini kullanarak ABD’nin işgalci rejim İsrail ve Başbakan Benyamin Netanyahu’nun siyasetinden de rahatsız olduklarını ima etti.
Siyonizm Tarihçesi
Siyonizm, tarihî İsrail Toprakları olarak tanımlanan topraklarda bir Yahudi devletinin asırlar sonra yeniden kurulmasını destekleyen, savunan ve Yahudi Milliyetçiliğini temel alan ideolojik fikir hareketidir.
Modern Siyonizm, 19. yüzyılın sonlarında Orta ve Doğu Avrupa'da ulusal bir canlanma hareketi olarak hem şiddetlenen antisemitizm dalgalarına tepki olarak hem de "Yahudi Aydınlanması" olarak da bilinen Haskala'ya bir cevap olarak ortaya çıktı. Kuruluşundan çok kısa süre zengin Yahudi baronların ve bankerlerin ilgisini çeken hareket, Osmanlı İmparatorluğu'nun kontrol ettiği Filistin'de sürdürülebilir bir Yahudi devletini, 1900 yıl sonra tekrar yaratmayı amaçlıyordu.
1948'e kadar Siyonizm’in öncelikli hedefleri: İsrail topraklarında, Yahudi egemenliğinin yeniden kurulması ve Yahudilerin, diasporada yaşadıkları antisemitik ayrımcılıktan ve zulümden kurtarmaktı. Fakat Avrupa’da zulüm ve ayrımcılık gören Yahudiler İngiliz siyaseti ve ABD gücü ile Filistin topraklarına getirilerek burada Filistin halkına zulmederek toprakları işgale başladı.
İşgalci rejim İsrail’in 1948'de kurulmasından sonra Siyonizm, öncelikle Siyonist İsrail adına savunuculuk yapmayı, onun varlığına ve güvenliğine yönelik tehditler ile diasporadaki Yahudileri herhangi bir katliam girişimine karşı da korumayı amaçlıyor.
Dinî Siyonizm Yahudilerin, dinsel Yahudiliğe bağlı kalarak Yahudi kimliklerini sürdürmelerini ister, diğer ırklarla asimilasyonuna karşı çıkar ve kendi işgalci rejimlerinde çoğunluk millet olmalarının bir yolu olarak Yahudilerin, İsrail'e geri dönmesini savunuyor.
//Abdullah Yiğit