İşgalci rejim İsrail’de yayın yapan Siyonist medyanın önemli sesi "Israel Hayom" gazetesi, Kudüs'teki Kosova büyükelçiliğinin açılış töreninin her iki ülkeden bir dizi üst düzey diplomatın katılımıyla bugün yapılacağını açıkladı.
Siyonist rejim İsrail ve Kosova, "Zoom" aracılığıyla gerçekleştirilen resmi toplantılar çerçevesinde 1 Şubat'ta diplomatik ilişkiler kurmak için bir anlaşma imzaladı. Bu toplantılarda, İsrail Dışişleri Bakanı Gabi Aşkenazi ve Kosova Dışişleri ve Diaspora Bakanı Meliza Haradinaj-Stublla da hazır bulundu. Toplantı sırasında, İsrail, Kosova'nın Kudüs'teki büyükelçilik açma talebini kabul etti.
Böylelikle Kosova Kudüs'te büyükelçilik açan Müslüman çoğunluğa sahip ilk, dünya genelinde ise üçüncü ülke olacak.
Çek Cumhuriyeti de Perşembe günü, İsrail Dışişleri Bakanı Gabi Aşkenazi ve Çek Cumhuriyeti Başbakanı Andrej Babis’in huzurunda Kudüs'te bir diplomatik büro açmıştı.
Siyonist rejim İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Macaristan Başbakanı Viktor Orban ve Çek Cumhuriyeti Başbakanı Andrej Babis’in hazır bulunduğu bir zirvede, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti’nin Kudüs şehrinde resmi diplomatik temsilcilikler açma konusundaki adımlarına övgüde bulundu.
Netanyahu, “Kudüs'te diplomatik temsilcilik açmaları ve aynı zamanda uluslararası sahnede gerçek dostlar olarak bize yardımcı olmaları nedeniyle her iki ülkeyi takdir ediyoruz.” dedi.
Kudüs'te Kosova büyükelçiliğinin açılması anlaşması, Eylül ayında eski ABD Başkanı Donald Trump yönetimi tarafından gerçekleştirilen "Kosova ile Sırbistan arasındaki düşmanca anlaşmazlıkları çözmek için ekonomik normalleşme" konulu bir zirvenin oturum aralarında hazırlanan anlaşmanın bir parçası olarak geldi. “Priştine'nin İsrail'i tanıması ve Kosova ile Sırbistan’ın Kudüs'te bir büyükelçilik açması” anlaşma maddeleri arasında yer aldı.
Sırbistan'ın da bu yıl yaz mevsiminden önce Kudüs'te bir temsilcilik açması bekleniyor. İsrailliler, Sırbistan’ın "Kudüs'te büyükelçilik açan ilk Avrupa ülkesi" olacağını söylüyorlar.
Büyükelçilik anlaşmasından önce İsrail, 12 yıl önce bağımsızlığını ilan eden ve çoğu Avrupa ülkesi tarafından tanınan Kosova ile gayrı resmi ilişkilere sahipti. İsrail ile Kosova arasındaki ilişki, İsrail'in Kosova'yı tanıma kararından sonra başladı. İsrail’in, Belgrad'ın bağımsız bir devlet olarak tanımadığı eski Sırp bölgesi olan Kosova’yı tanıması Sırbistan’ı kızdırdı.
Sırbistan daha önce Tel Aviv’in bu adımının İsrail ile ilişkilerini etkileyeceğini belirtti, ancak bunun ne denli olacağı Kudüs'te bir Sırp büyükelçiliği açma planını içerip içermeyeceği net değil.
Kosova'nın Kudüs’te büyükelçilik açma kararı, İsrail medyasında, geçtiğimiz günlerde, Kosova Başbakanı adayı Albin Kurti’nin, ülkesi ile İsrail arasındaki diplomatik ilişkiler nedeniyle göreve başlamadan, kendini zor bir diplomatik konumda bulduğu ve İsrail’de elçilik açma kararını yeniden gözden geçireceğine dair haberler yapılmasına rağmen gerçekleşti.
Avrupa Birliği de (AB) Kosova’nın İsrail’de büyükelçilik açma kararının Birliğe katılma çabalarına zarar vereceğini açıklamıştı. AB, büyükelçiliklerin Kudüs’e taşıma konusundaki tutumunun açık olduğunu, AB üyelerinin büyükelçiliklerinin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 478 sayılı kararınca Tel Aviv’de olduğunu söyleyerek tepki göstermiş ve Türkiye’de Kosova’nın bu kararından rahatsız olduğunu bildirmişti.
Filistin Dışişleri Bakanlığı da Çek Cumhuriyeti’nin işgal altındaki Kudüs şehrinde İsrail Büyükelçiliği açmasını şiddetle kınadı. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Bu adım, Filistin halkına ve haklarına açık bir saldırı, uluslararası hukukun açık bir ihlali ve Kudüs şehrinin siyasi ve hukuki statüsü konusunda Avrupa'nın pozisyonuna karşı bir isyandır. Çek Cumhuriyeti’nin tehlikeli kararlarından geri adım atması için Filistin, Arap ülkeleri, İslam ülkeleri, Avrupa ve uluslararası kamuoyu çağrıda bulundu. Filistin Dışişleri Bakanlığı, Çek Büyükelçisini Filistin’e çağırdı ve bu kararın getirdiği riskleri ifade etti. Diğer yandan Filistin diplomasisi kardeşler ve dostlarla koordinasyon ve işbirliği içinde yönettiği siyasi ve diplomatik hareket ve Çek Cumhuriyeti'ni kararından caydırmaya yönelik girişimlerde bulundu. Arap Birliği ise bakanlar düzeyindeki son toplantısında bu hususta karar aldı. Ancak tüm bunlara ve Filistin ve İsrail tarafları arasındaki barış sürecini ve müzakereleri canlandırmak için sarf edilen siyasi çabalar üzerindeki feci etkilerine rağmen, Çek Cumhuriyeti, kararından geri adım atmadı.”
Bakanlık, bu karardan ve bunun yalnızca barış süreci düzeyinde değil, aynı zamanda Filistin, Arap ve İslam dünyası ile ilişkiler düzeyindeki tehlikeli etkilerinden de tamamen ve doğrudan Prag hükümetini sorumlu tuttu.
Şark'ul Avsat'ın haberine göre; Çek Cumhuriyeti’nin bu adımın sonuçlarının Avrupa Birliği ülkeleri ve dışişleri bakanları ve AB’nin Dışişleri ve Güvenlik Politikası Komiseri nezdinde oluşturacağı etkinin büyük bir ilgiyle takip edileceği ve Filistin Devleti’nin, halkının haklarını her düzeyde savunma ve koruma hakkına sahip olduğu da net bir şekilde açıklandı.