İsrail Post olarak işgalci rejimin medyasında yer alan analiz-makale ve gündemi okuyucularımızla paylaşmaya gayret ediyoruz. Çünkü İsrail rejiminin medyası özelde Filistin olmak üzere İslam coğrafyasındaki gelişmeleri en çok ele alan medyadır. Bazı makaleler yayın politikamızı yansıtmasa da, sizinle paylaşmak istiyoruz.
Ynetnews yazarlarından Alex Fishman bugün ki köşesinde “İsrail, Kuzey sınırındaki barut fıçısını görmezden gelmemeli” yazısıyla dikkat çektiği analizi şöyle:
Hizbullah'ın geçen hafta bir IDF drone'una yaptığı saldırı, Lübnan cephesinde büyük bir patlamaya yol açan olaylar zincirini tetikleyebilirdi. Her iki taraf da 2006'da olduğu gibi bir tırmanış istemese de…
Hizbullah tarafından IDF’ye ait hava aracını füzeyle düşürüldüğü doğruysa, İsrail'deki siyasi kademe orduya karşılık olarak Lübnan'a saldırması talimatı verir miydi?
Muhtemel cevap evet, çünkü bu, Pazartesi günü Lübnan sınırı boyunca düşen ve Hizbullah'ın düşürdüğünü iddia ettiği düşük teknoloji drone'undan farklıydı.
Geçtiğimiz Çarşamba günü, İsrail Hava Kuvvetleri, Hizbullah'ın uçaksavar bataryasını veya benzer hedeflerini vuracaktı ve Kuzey sınırı ağır ateş değişimlerine yol açabilirdi.
Daha da kötüsü, Hizbullah, drone'u imha etmeyi başarırsa Kudüs'ün kesinlikle cevap vereceğini biliyordu ve İsrail'e kuzeydeki "sessiz sınırın" en patlayıcı ve tutuşması en kolay olduğunu hatırlatmayı amaçladı.
Bu nedenle, Güney sınırı boyunca bir kontrol şekli vardır. Ancak Lübnan, İsrail'in kuzeydeki bir patlayıcı dağında oturduğunu biliyor.
Dolayısıyla ne İsrail'in ne de Hizbullah'ın sınırı ateşlememekten uzak duruyor.
Her iki tarafın da karşılıklı bir caydırıcılığı var gibi görünüyor: Hizbullah İsrail'e karşı ölçülü bir şekilde hareket ediyor. İsrail ise, Hizbullah üyelerine zarar vermemek için büyük çaba sarf ediyor ve örgütün Lübnan'daki askeri yeteneklerine açıkça saldırmıyor.
Ama bu sadece birisi çizgiyi geçmeye karar verene kadar geçerli.
İsrail Hava Kuvvetleri, etkili bir merkezi hükümete sahip olmayan bir ülkeden şiddetli ve öngörülemeyen bir patlama için hazırlıkların bir parçası olarak Lübnan'ı izliyor.
Bu, İsrail'in havada bir varlık da dahil olmak üzere maksimum istihbarat kontrolüne sahip olmasını gerektirir. Ancak Hizbullah kendisini Lübnan'ın savunucusu olarak görüyor ve bu nedenle İsrail aşırı uçuşları ulusal egemenliğin ihlalidir, diyor.
Gerçekte, her iki taraf da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararının bir parçası olarak 2006 ikinci Lübnan Savaşı'nın sonunda varılan anlaşmaya uymuyor.
Taraflardan biri artık bu oyunu oynamadığına karar verdiğinde durum patlak verebilir. Ve neredeyse geçen hafta böyle bir duruma gelindi.
Lübnan medyası alışılmadık derecede çok sayıda İsrail savaş uçağı ve İHA’nın sınırı aştığını bildirdi.
Uçuşlar, Hizbullah tarafından kontrol edilen başkentin Güney banliyölerinde ve İsrail sınırına yakın Ras al-Ain ve Tyre üzerinde gerçekleştiği bildirildi.
Bu uçuşların Hizbullah'ın olağandışı faaliyetine bir cevap olması mümkündür-ancak tüm bunlar olurken Hizbullah tarafından füze fırlatıldı.
Geçen Kasım ayında IDF drone'una yönelik füze ateşlendi, ancak bu kez İsrail, güpegündüz gerçekleştiği ve kaydedildiği için Lübnan atış raporlarını doğruladı. Böylece İsrail, 2006'da olduğu gibi, kuzeydeki silahlı çatışmanın içinde kolayca kendini bulmuş oldu. Ve kuzeyde patlamaya hazır bir barut dağı olduğunun farkında.”
Kaynak:Ynetnews
Tercüme:Yahya Westani / İsrailPost