Siyonist ve işgalci rejim İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, önümüzdeki günlerde, mümkün olan en fazla sayıda yerleşim birimini onaylama ve yasal olarak da tanınmaları için çalışacağına söz (!) verdi.
Tüm göçmen Siyonist yerleşim birimlerine meşruiyet sağlamak istediğini, ancak hükümetinin yeterince sağcı (!) olmadığını ifade eden Netanyahu, konuyla ilgili aylık hükümet oturumları düzenlemesini engelleyen anlaşmazlıklar olduğunu vurgulayarak bu yöndeki taleplerin ilk fırsatta yerine getirileceği sözü verdi.
Aralarında çocuk ve kadınlarında bulunduğu yüzlerce Siyonist göçmen yerleşimci, yerleşim birimlerinin resmen tanınmamasını protesto etmek için, Başbakan Netanyahu’nun karargahı önünde oturma çadırı kurmuştu. Temel hizmetlerden yoksun olduğunu iddia ettikleri 110 farklı yerleşim birimine meşruiyet verilmesini talep eden yerleşimciler, bu adımın ABD Başkanı Donald Trump Beyaz Saray’dan ayrılmadan önce atılması çağrısında bulunuyor. Bazıları ise bu yolda açlık grevi yürütüyor.
Bir grup yerleşimci ile bir araya gelen Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin ise meşruiyetleri olmayan yerleşim birimlerinde yaşayan yerleşimcilerin yükünü hafifletmek için Netanyahu ve Savunma Bakanı Benny Gantz’a müdahale edeceğine söz verdi.
Yerleşimciler, Batı Şeria'nın C Bölgesi'nde Filistinlilere inşaat izni veren Gantz’ı Arapları Yahudilere tercih etmekle suçluyor. Ancak Filistinliler lehine resmi bir karar henüz yayınlanmadı.
Sivil İdare Birimi Yüksek Planlama Kurulu ise yerleşimcileri tatmin etmek için Batı Şeria’da 780 yeni yasa dışı konut inşasını onayladı. Ancak bu karar da yerleşimcileri durdurmadı.
Siyonist rejim İsrail Başbakanı Netanyahu’nun C Bölgesi’ndeki Filistin inşaatı iznini durdurma girişimi üzerine Gantz ise başbakanlığın ordu ve sivil idare işlerine müdahalesini engellediğini duyurdu.
Netanyahu’nun ofisinden yetkililerin doğrudan Sivil İdare temsilcileriyle temasa geçerek Batı Şeria'daki Filistin inşasına ilişkin tartışmanın sona ermesini talep ettiğini açıklayan Gantz, bunu reddederek Batı Şeria'da yer alan C Bölgesi'ndeki Filistin inşaat projelerine onay verdiğini açıkladı.
Gantz'ın ofisi, söz konusu planların Batı Şeria’nın yüzde 60’ını teşkil eden, sivil ve güvenlik açısından tamamen işgalci rejim İsrail kontrolü altında olan yüzlerce Filistinli yerleşim biriminin hayatta kalmasına veya inşasına izin vereceğini söyledi.
Gantz, Batı Şeria’daki el-Velece köyü ve Kudüs dışındaki Hizma köyünün genişletilmesi planları sunulmasını, Beytüllahim’de bir otel kurma planlarının onaylanmasını, Beyt Cala’da kurulması istenen bir otele dair planları dinlemeyi, aynı zamanda Kuzey Batı Şeria’daki el-Fara bölgesindeki tarım yapılarının geçmişe dönük onayına dair bir toplantı düzenlenmesini kabul etti.
Siyonist Göçmen Yerleşim Yerleri
Siyonist rejim İsrail’in kurucu ideolojilerinden birisi olan yerleşimcilik eşitliği ve Yahudi ruhunu Filistin topraklarında yeniden yeşertmeyi amaçlayan sürdürülebilir Kibbutz idealinden bugün çok uzakta kolonyalizmden dönüşen ayrımcılık politikasının başat unsuru olmaya devam ediyor.
1990’larda dünyada son örneğinin ortadan kalktığı Güney Afrika’daki apartheid ve yerlilerin hapsedildiği yaşam alanları olarak bantustanlaştırma politikalarını Barış Süreci’nin aynı tarihlere denk gelen döneminde işgalci İsrail adeta bir bayrak yarışını devralırcasına Ortadoğu’nun göbeğinde devam ettirmiştir.
Siyonist İsrail vatandaşlarının güvenliğini ayrım duvarı, kontrol noktaları ve yerleşim politikalarıyla kısa süreli olarak sağlamış görünse de bu sistemin uzun vadede yeni çatışmalara zemin hazırladığının acaba farkında mı? 2006 yılında Lübnan Savaşı, 2007’de Gazze’de Hamas Yönetimi ve peşinden Annapolis Zirvesi, 2008 sonunda kanlı Gazze saldırısı ve 2009’da İsrail Seçimlerinin rüzgarında unutulan yerleşimler, sular durulunca nihayet uluslararası kamuoyunun dikkatini tekrar çekti.
2005’ten 2009’a kadar doğrudan müzakerelerde kayda değer bir ilerleme sağlanamazken, son iki yılı şu şekilde özetleyebiliriz. Başkan Obama’nın Haziran 2009’da Kahire’de İsrail-Filistin müzakerelerinin yeniden başlatılmasına yönelik diplomatik inisiyatif, daha işin başında Doğu Kudüs’te ve Batı Şeria’daki yerleşim inşaatlarının dondurulamaması noktasında düğümlenmiştir. Eylül 2009 ‘da ikinci aşamada, iki tarafı Washington’da masaya oturtmasının ötesinde başarı sağlanamamış Mahmut Abbas’ın yerleşimleri kesin bir şekilde donduran bir adım atmadıkça müzakerelere katılmayacağını açıklaması üzerine 25 Kasım 2009’da İsrail Başbakanı Netenyahu 10 aylık kısmi bir dondurma kararı aldıklarını ilan etmiştir. Buna rağmen, doğrudan görüşmeleri 2010 yılı başına kadar başlatamayan ABD yönetimi, George Mitchell’in mekik diplomasisiyle dördüncü aşamaya geçmiş ve yakınlaştırma çalışmalarının sonucu olarak yerleşimlerin dondurulmasını uzun süre garantiye almaksızın doğrudan görüşmeler Haziran 2010’da gerçekleşmiştir.
Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da yeni yerleşim planlarının gölgesinde altıncı aşamaya gelindiğinde somut hiçbir ilerleme sağlanamadan bitmiş ve 26 Eylül’de sona eren kısıtlamaların ortadan kalkmasıyla yerleşimci lobisinin ve aşırı sağcı Netenyahu hükümetinin insafına terk edilmiştir. Başlangıcından günümüze yerleşimler, çatışmanın belki de en hassas belirleyicisi olarak süreç üzerindeki dominant karakterini korumaya devam ediyor.
2005 yılında Ariel Sharon’un felç geçirerek aktif siyasetten çekilmesinin ardından yaşananlar bildik senaryonun tekrarından ibaret sayılabilir. O yüzden kısa bir şekilde özetlemek yerinde olacaktır. İster Gush Emunim’de yer alan yerleşimcilerin öne sürdüğü gibi “Tanrı’nın bahşettiği toprakları Yahudi olmayanlara verme ihanetinin bir cezası”, ister Filistinlilerin iddia ettiği şekilde “Qibya’dan Sabra ve Şatilla’ya uzanan katliamlarının bir bedeli” olduğuna inanalım; Sharon’un 5 yıl devam eden bitkisel hayatı ile Batı Şeria ve Gazze’nin koma hali birbirine çok benziyor.
Sonuçta Batı Şeria haritasına tıbbi bir okumayla bakacak olursak son evredeki kanser hastasının tomografisiyle örtüşen tabloda, yerleşimler metastaz yapmaya devam ediyor. Kutsal toprakları adeta ölüme mahkûm eden karar alıcılar, medyatik müzakereler ve tutulmayan sözlerle anestezi yapmaya devam ediyor.
//Abdullah Yiğit