Trump’ın seçimleri büyük bir hezimetle kaybetmesiyle birlikte Siyonist İsrail rejimi nezdinde de kıymetini yitirdi. Çünkü işgalci rejim için sadece iktidar gücü ve kendisine hizmet edecek ortamı sağlamak öncelikli. Biden’ın seçimleri kazanmasıyla birlikte, iktidarı boyunca kendisine hizmet eden Trump’ı gözden çıkardı. Seçimler öncesi Biden’a karşı olan İsrail, şimdi hiçbir şey olmamış etkisi altına almaya çalışıyor.
İşgalci İsrail, Biden’in yemin ederek göreve resmen başladığı saatlerde Siyonist medya rejimin isteklerini ABD tarafına bildirmeye koyuldu. Biden ile çalışmanın şartları arasında en öncelikli olan ve olmazsa olmaz niteliğindeki İran’a yaptırımın devam ettirilmesidir.
İsrail Hayom gazetesi Biden ile yeni dönemi ele alırken, İran’ın mutlak suretle durdurulması politikalarını belirlemeye çalışıyor.
İşte Ariel Kahana imzasıyla yayınlanan yazının konuyla ilgili kısmı:
Son birkaç hafta içinde, İsrail yetkilileri, Biden yönetiminin başlamasıyla beklenen kapsamlı politika değişikliklerine hazırlanıyorlar, en öncelikli konu 2015 İran nükleer anlaşması. İsrail, Biden'in selefinin 2018'te geri çekildiği 2015 anlaşmasına yeniden katılmayı planladığı açıklamalarından çok endişe duyuyor.
Başbakan Benjamin Netanyahu, ABD'nin 2015 anlaşmasına yeniden katılmasının bir hata olacağını defalarca dile getirerek, İran'ın (JCPOA) anlaşmasında önemli değişiklikler yapmayı kabul edene kadar şuan yürürlükte olan sert ekonomik yaptırımları kaldırmaktan kaçınması gerektiğini dayatıyor
Biden, özellikle İran'ın balistik füze programı, nükleer savaş başlığı projesi ve bölgesel politikaları olmak üzere, İran ile daha güçlü, daha uzun vadeli bir nükleer anlaşma aradığını açıkça belirtti. Biden, ABD'nin bu konuları ele alması gerektiğini kabul ediyor, ancak yönetimin ilk adımının ne olacağı sorusu şimdilik bir yanıtı yok gibi…
ABD'nin İran'a karşı yaptırımlarını kaldırmasından önce, anlaşmada değişiklik yapılması konusunda anlaşmalara varılması gerektiği görüşünde olduğunu bildirdi. Bununla birlikte, diğer üst düzey çalışanlar, İran'ın son bölgesel provokasyonlarını durdurmak için – uranyum zenginleştirmesini %20'ye çıkarmak da dahil olmak üzere-ABD'nin ilk anlaşmayı yeniden kabul etmesi ve İran ile dünya güçleri arasındaki müzakereleri yeniden açması gerektiğini söylüyor.
İsrail ikinci yaklaşımı kategorik olarak reddediyor. Netanyahu ve diğer üst düzey yetkililer, ABD'nin JCPOA’ya yeniden katılmasının, karşılığında hiçbir şey vermeyecek, ancak bozulan ekonomilerine nakit akışı İranlılar için büyük bir ödül olacağına inanıyor. İran’ın bu sıcak parayı kendi ihtiyaçları için kullanmak yerine, bölgedeki saldırgan politikaları için harcayacağını geçmişte tecrübe ettik.
İsrail’in, ABD'nin İran'a yönelik yaptırımları derhal kaldırmasına karşı çıkmasının bir başka nedeni de ABD'nin şu anda sahip olduğu etki kaybıdır. Bir hükümet yetkilisine göre, şu anda yürürlükte olan yıkıcı yaptırımlar olmadan, İran'ın nükleer anlaşmayı değiştirmek için hiçbir nedeni olmayacak. Bu göz önüne alındığında, İsrail, nükleer anlaşma değiştirilene kadar ABD yaptırımlarının kaldırılmasına karşı çıkan yeni yönetime açık bir tutum sergilemeyi planlıyor.
Yeni ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken bu hafta yaptığı açıklamada, yönetimin İran'a yönelik bir politikaya karar vermeden önce İsrail'e danışacağını söyledi.
Blinken, Senato'ya yaptığı açıklamada, ABD'nin nükleer anlaşmaya geri dönüş hakkında herhangi bir tartışmaya başlamadan önce İsrail ve Körfez ülkeleri de dâhil olmak üzere Orta Doğu'daki "müttefikleri" ile istişarede bulunacak, dedi.
Kaynak: İsrail Hayom
Tercüme ve yorum: Yahya Westani