Siyonizm; Yahudilerin yeniden Filistin topraklarına dönmesi, Yahudi devletinin kurulmasını ön gören Yahudilerin siyasi hareketidir. Yahudiler, ahir zamanda, İsa Mesih’in zuhur edeceğine ve yeniden vaat edilmiş topraklara dönüleceğini ve siyon dağında dünyaya hükmedeceğine inanır. Siyonistler, Yahudilerin bu inançlarını siyasi bir boyuta taşımışlardır.
Siyonizm sadece bir siyasi hareket değildir. Siyonizmin,, siyasi ve kültürel olduğu kadar, dini ve dini olmayan şeklinde ayrımı da yapılır. Siyasi Siyonizm, Yahudilerin Filistin’e yeniden dönmesi, “Yahudi devleti” adlı kitabın yazarı Teodar Hertzl (1894 yılında yazmıştır) tarafından ortaya atıldı.
Dini Siyonizm; Vaat edilmiş topraklara yeniden dönme düşüncesindedir ve bu düşünce yanlıları da, Yahudi gruplar (Siyonistler) bir grup Hıristiyanlar (Yahudi Hıristiyanlar diye de tanımlanıyor)dır. Bunun karşısında, Dini olmayan Siyonizm ya da Yahudi olmayanlar kişilerin oluşturduğu grup da, tarihi, siyasi ve sözde ilmi anlamda, Filistin’de Yahudilerin yerleşmesini meşru görmektedir. Bu grup laik Siyonistler ya da dini olmayan Siyonistler olarak adlandırılır. Bunlar, siyasi ve laik Siyonizmin dil farklılığı vardır. Yüklendikleri anlam aynıdır. Binaenalyh Siyonizm sürekli olarak Yahudilikle eş tutulmaya bilir. Bazı zamanlarda, Yahudilerin laik ve siyasi bir hareketin anlamı olarak da kabul görür.
Siyonizmin adının verilmesi
Siyon kelimesi, Yahudi dininin mirasıdır. Ya da, Filistin-Kudüs‘te bir dağın ismidir. Genel olarak mukaddes topraklar olarak bilinir ve Yahudiler Siyon dağını “Siyon kızı” adı ile de anar. Siyon kelimesi, Yahudi dininde bir kelime ve bir düşünce olarak eksene oturur. Yani, Yahudilerin arzularının tahakkuk etmesi, siyasi Siyonizm hareketinin de adı olarak kabul görür.
Siyonizm kelimesi siyasi litaretürde kullanan ilk kişi de, Avusturya asıllı Yahudi yazar Nathan Brown’dır.
Siyonizmin aşamaları
Birinci aşama: Siyonizm hareketinin birinci aşaması
Siyon dostları hareketi, bir kaç hareketten oluşmaktadır. 19 yy’ın sonlarına doğru şekillenmiş ve Yahudilerin hayatlarını sürmesi konusunda çalışma yürütmek amacında olmuştur. Bunlar, “Siyon âşıkları” (ziyon dostları) adını almıştır. İlk kongresini 1884 yılında Katevevch şehrinde yapıldı. Kongre’nin ana başlığı ise “Yakub ailesi gelin birlikte yürüyelim” idi. “Siyon âşıkları” hareketi bir halk hareketi değildi. Bu doğrultuda, bir kaç yüz Yahudi Filistin’e göç etti. Oldukça masraflı olmakla birlikte istenilen başarı da sağlanamamıştır.
İkinci aşama; Siyasi Siyonizm- Siyonizmde ikinci hareket
Siyasal Siyonizm’in fikir babası Theodor Herzl( 1860-1904)dir. Viyana’da bir Fransız gazetesinde muhabir olarak çalışan Herzl, Avrupa’da yaşayan Yahudilerin hayatında etkilenmiş, çözüm yolu bulmak adına Yahudilere vatan oluşturmak gerektiğini dile getirmiştir. Bunun için de, Yahudilerin Filistin’e göç etmesi gerektiği görüşünü ortaya koydu. Yahudilerin Filistin’e göç etmesi için Osmanlı imparatorluğundan gerekli iznin alınması gerekiyordu. Herzl, Yahudilerin kendi aralarında toplanması ve sorunlarının varlığını kabul etmeleri gerektiğine inanıyordu.
Basel Kongresi: 1897 yılındaki Basel Kongresi çok önemlidir: Theodor Herzl, yahudi temsilcilerine haber göndererek, uluslararası bir kongre düzenlenmesi ve bu kongreye de delege gönderilmesini istedi. Yahudi temsilcilerde bu çağrıya olumlu yanıt verdi ve İsviçre’nin Basel şehrinde toplanması kararlaştırıldı. 29-30 Ağustos 1897 yılında, Basel’de “siyon’a dönüş” adıyla kongre düzenlendi. Kongre’ye 204 delege katıldı. 117 delege muhtelif Siyonist dernek, kuruluş ve oluşumlardandı. 70 delege ise Rusya Yahudilerini temsilen katıldı. Kuzey ve Güney Amerika temsilcileri, İskadinav ve bazı Arap ülke temsilcileri özellikle de Cezayir temsilcisi de katıldı. Kongre’nin Almanya’nın Münih kentinde olması planlanmıştı fakat bazı Yahudiler ve Münih Hahamlar konseyinin itirazları dikkate alınarak İsviçre’nin Basel kentinde yapılması karalaştırıldı.
Theodor Herzl, kongre’nin açılışında yaptığı konuşmasında, ulusal Yahudi devletinin temellerini de atmış oldu. Kongre’de Siyonizmin program taslağı hazırlandı( Teodor Herzl, Yahudi meselesinin bir yere yerleşmekle çözüleceğini uluslararası güvenceler, siyasi diyalog olmaksızın ya da büyük devletlerin resmi tanımaları olmaksızın gerçekleşmeyeceğini vurguluyordu) Söz konusu programa “Basel programı”da denilmektedir. Kongre’nin en önemli kazanımı olarak, kongre kararlarını uygulayıcı bir komitenin kurulmasıdır. Komite 15 üyeden oluşuyordu. Gerçekte de kurulan 15 kişilik komite küçük bir meclisi oluşturmaktadır. Ya da küçük bir devletin temeli atılmıştı. Ayrıca, Yahudiler için bir yardım fonu oluşturuldu. Bütün dünya Yahudilerine yardım toplamayı amaçlıyordu. Söz konusu kongre bundan sonra toplanan kongrelere de temel teşkil etti. Örnek oldu. Kongre’de ayrıca, dünya genelindeki azınlık Yahudilerin durumları ile Filistin konusunda ayrıntılı bilgiler sunuldu. Theodor Herzl, kongre başkanı ve dünya Siyonizm’in başkanı olarak seçildi.
Kongre’de Yahudiler için vatan önerileri olarak Arjantin ve Uganda’da yer aldı. Bu da, Filistin’in Yahudiler için vatan olarak görülmesinin dini ve tarihi hiç bir yönün olmadığını gösterir. Zira onlar öncelikli olarak bir vatan olmasına odaklanmış bu hedefle bir araya gelmişti. O dönemde, Araplar zayıflamış Filistin, İngiltere’nin sömürgesi durumuna düşmüştü, dolayısıyla da Filistin vatan olarak seçilmiştir.
Kongre’de alınan kararlar özetle;
*Filistin’de yahudiler için bir vatan oluşturulması, Avrupa devletlerini bu konuda desteklemeleri için ikna etmeli.
* Filistin topraklarını satın almak için Yahudileri destek fonu kurulması
* Doğu ve Osmanlı imparatorluğunu ikna etme çalışmaları
Theodor Herzl, bir kısım aracılar vasıtasıyla Sultan Abdulhamid’le görüşür ve olabildiğince rüşvet ve Filistin topraklarını satın almak amacıyla da yüklü miktarda para önerisinde bulunur. Bu yolla satın alınacak Filistin topraklarına yahudilerin göçlerini kolaylaştırıcı fırsatların oluşmasını istemektedir. Öneriler içerisinde Osmanlı devletinin bütün dış borçlarının ödenmesi de vardır. Fakat Sultan Abdulhamid, Teodor Herzl’le beklemediği sert bir yanıt verir. “Ona (Herzl’e) söyleyin bu meselede ikini bir adım atmasın. Ben bir karış dahi olsa toprak satmam, zira bu vatan bana değil, milletime aittir. Milletim bu imparatorluğu kanlarını dökerek kazanmışlar ve yine kanlarıyla mahsuldar kılmışlardır.
O, bizden ayrılıp uzaklaşmadan tekrar kanlarımızla örteriz. Benim Suriye ve Filistin alaylarımın efradı birer birer Plevne’de şehit düşmüşlerdir. Bir tanesi dahi geri dönmemek üzere hepsi muhasebe meydanında kalmışlardır. Türk imparatorluğu bana ait değildir. Türk milletinindir. Ben onun hiçbir parçasını vermem. Bırakalım, Yahudiler milyarlarını saklasınlar, benim imparatorluğum parçalandığı zaman onlar Filistin’i hiç karşılıksız ele geçirebilirler. Fakat, yalnız bizim cesetlerimiz taksim edilebilir. Ben canlı bir beden üzerinde ameliyat yapılmasına müsaade edemem.”
Teodor Herzl sonrası:
1905 yılında Teodor Herzl’in yerine David Wolfsohn dünya Siyonist teşkilatının başkanlığına seçildi. David Wolfsohn, Yahudi fonunu da kurdu. Fakat Herzl’le, fonun yönetimi konusunda görüş ayrılığına düştü. Herzl, fonu bir siyasi araç olması gerekir derken David Wolfsohn ise fonun mali bir proje olması gerektiğini belirtiyordu. İngiltere de Siyonizmi, Arap ülkeleri özellikle de Filistin’i kontrol altında tutmak için bir köprü olarak değerlendiriyordu. 1905 yılında, Filistin’e heyetler gitti. Filistin’e giden heyet, siyasi bir yapının kurulmasının zaruretini kabul etti. Bunun için de, Arap birliğini bir engel olarak gördüklerini belirtirken, Suveyş kanalı başta olmak üzere İngiltere çıkarlarının güvence altında tutulması gerektiğini kaydetti. ABD ise bu görüşe destek verdi.
Herzl sonrası, Yahudilerin Filistin’e göçleri ve oraya yerleşmeleri için farklı kurumlar oluşturuldu. Bunun için Yahudilerin Filistin’e göçüne yardım faaliyetleri yoğunlaştırıldı. Bu çerçevede en önemli teşkilatlar olarak: ICA (Yahudi kolonizasyon cemiyeti)
Yahudi Kolonizasyon Cemiyeti ICA 1891’de kuruldu. Cemiyet önceleri bir yardım kuruluşu olarak tesis oldu. Doğu Avrupa Yahudilerinin, ABD ve Kanada’da kolonileşmesini hedefliyordu. Bu yönde 1930’dan sonra 760 banka kredisi almış 3.550.000 dolarlık bir sermayeyi kontrol eder kuruma gelmişti. Ayrıca, 1951’de kendini feshedecek orta sınıfa hizmet edecek bir kaç ticaret bankası da kurdu.
Devam edecek...
Bu metinde yer alan bilgiler Aydın Altay'ın "Nil ile Fırat Efsanesi" adlı kitabından alıntı yapılmıştır.