Siyonist rejim darbe girişimine tanık olunmasından korkuyor.
İşgalci rejim İsrail Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin başta olmak üzere onlarca siyasetçi, siyasi analist ve halkın yüzde 65’i, ABD Kongresi’nde yaşananlar benzeri bir eylemin Knesset, (parlamento), cumhurbaşkanlığı veya başbakanlık binalarında yaşanmasından endişeliler.
Eylemcilerin, seçim sonuçlarının belli olmasının ardından, gelecek mart ayı sonlarında söz konusu binalardan birine saldırması bekleniyor. Sol ve merkezi güçler, Benyamin Netanyahu’nun başbakanlıktan devrilmesini önlemek için bu saldırının sağcı aktivistlerden gelebileceği görüşündeler. Sağcı güçler ise seçimleri kazanması halinde eylemin Netanyahu’yu devirmek için soldan ya da merkezden gelmesini bekliyorlar.
Güvenlik kaynakları 8 Ocak’ta yaptıkları açıklamada, iç güvenlik kurumu Şin Bet liderleri ve polis yetkililerinin geçen haftalarda Batı Kudüs’teki Balfour Caddesi’ndeki Başbakan Netanyahu’nun resmi konutu çevresinde güvenliğin artırılması için görüşmeler gerçekleştirdi.
İşgalci rejim İsrail’de yaklaşık 30 haftadan bu yana rüşvet ve yolsuzluk dosyaları kabaran Netanyahu’nun yönetimden ayrılması için gösteri düzenleniyor. Güvenlik yetkilileri, ABD Başkanı Donald Trump’ın yandaşlarının geçen çarşamba günü gecesi Kongre binasına saldırması sonrasında bir acil durum oturumu düzenlediler. Toplantıda Netanyahu’nun resmi konutunu çevreleyen bariyerlere dikenli teller yerleştirilmesi ve benzer bir saldırıyı önlemek için gerekli güvenlik önlemleri alınması kararı verildi.
Diğer yandan ‘Maarib’ gazetesi 8 Ocak’ta, bir kamuoyu anketinin sonuçlarını yayınladı. Halkın yüzde 56’sı Siyonist İsrail’de ABD Kongresi’ne benzer bir saldırının olabileceğine inandıklarını aktardı. Ankete katılanların yüzde 23’ü böyle bir olayın işgalci rejim İsrail’de yaşanabileceğinden emin olduklarını belirtirken yüzde 33’ü de İsrail’de de benzer bir eylem beklenebileceğini belirtti.
Menachem Lazar başkanlığındaki Panels Politics Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen bir anketin sonuçlarına göre ‘merkez- sol’ ve Arap seçmenlerin yüzde 77’sinin, sağ parti seçmenlerinin de yüzde 28’inin işgalci rejim İsrail’de ABD Kongresi’ne benzer bir olayın yaşanabileceğine inandığı ortaya konuldu. Seçmelerin yüzde 32’si böyle bir şey olmasına ihtimal vermezken yalnızca yüzde 7’si böyle bir olayın İsrail’de yaşanmayacağından emin olduklarını kaydetti. Ankete katılanların yüzde 44’ü bu tür bir saldırının sağ taraftan geleceğini belirtirken sağcı seçmenlerin ezici çoğunluğu, yüzde 34’lük kesim ise eylemin soldan geleceğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin, 8 Ocak’ta Washington’daki korkunç olayların demokrasinin sağlam olmadığını gösterdiğini ve bu nedenle benzer bir durumu önlemek için kültürel, siyasi ve ardından güvenlik önlemlerinin alınması gerektiğini belirttiği temkinli ama net açıklamalarda bulundu. Telem Partisi Başkanı, eski Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı Moşe Yalon ise demokrasinin kırılgan olduğuna dikkati çektiği açıklamasında şunları söyledi:
“Washington’daki sahneler hepimizi endişelendirmeli. Allah korusun, bir kışkırtma tehlikeli bir bozulmanın başlangıcı olabilir. Demokrasinin korunması, her şeyden önce hukukun üstünlüğünü yöneten bir liderlikle bağlantılıdır.”
Yalon, Netanyahu’ya ve ona karşı yolsuzluk suçlarına ilişkin iddialara atıfta bulundu. Ancak yeni ‘İsrailliler’ Partisi kurucusu olan Tel Aviv- Yafa Belediye Başkanı Ron Huldai, daha net bir tavır takınarak Kongre’de yaşananları kınamakta gecikmesi dolayısıyla Netanyahu’yu eleştirdi. Huldai, Netanyahu’ya şu sözlerle tepki gösterdi: “Netanyahu’nun davranışı tesadüf değil. O da Netanyahu’nun devletten daha önemli olduğuna inanıyor. İsrail’de de bir hükümet değişikliği olmasını ve demokrasinin her zaman zafer kazanmasını ümit edelim.”
Netanyahu, Kongre olaylarına ilişkin olarak olaydan 12 saat sonra açıklamada bulundu. Ancak açıklamasını Kongre’deki seçim sonuçları ve Joe Biden’ın başkanlığı onaylandıktan sonra yaptı. Netanyahu ise açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Washington’daki Kongre binasına yönelik baskın utanç vericidir ve şiddetle kınanmalıdır. ABD demokrasisi nesiller boyu dünyaya ve İsrail’e ilham verdi. ABD demokrasisi benim için her zaman bir ilham kaynağı olmuştur. Şiddet içerikli isyanlar, ABD’lilerin ve İsraillilerin saygı duyduğu değerlerin antiteziydi.”
Netanyahu’yu eleştirenler açıklamasının ‘geç, zayıf ve olayın şok edici boyutunu temsil etmediğini’ savunuyorlar.
İsrail medyası da 8 Ocak’ta, ülkedeki uzmanların ‘yaklaşan Knesset seçimlerinde Netanyahu’nun mağlup olması halinde işgalci rejim İsrail’de de ABD destekçilerinin ABD Kongresi’ne yönelik saldırılarının tekrarının yaşanabileceği’ uyarılarını içeren analizler ve makaleler yayınladı. Siyasi analist Sima Kdmaun’un Yediot Aharonot gazetesinin ilk sayfasında yayımlanan makalesinde Netanyahu’nun yeni bir hükümet kurmayı başaramaması halinde Knesset’in benzer bir saldırıya tanık olma ihtimalinin yüksek olduğu belirtildi.
Ynet’te stratejik ve güvenlik analisti Ron Ben-Yishai de şu açıklamalarda bulundu: “Kongre’ye kışkırtıcı bir kalabalığın şiddetli saldırısı, ‘ciddi kişisel sorunları olan popülist bir başkan’ ile ‘devletin kendilerinden çalındığını hisseden ve ona inanan on binlerce kızgın vatandaş’ arasındaki doğrudan bağlantının bir sonucuydu. Ancak dersleri öğrenmesi ve özümsemesi gereken yalnızca ABD kuruluşları değil. Aynı zamanda İsrail de kaygan zemindeki tehlikelere dikkat etmelidir.”
Walla internet hukuki işler editörü Baruch Kara da şu değerlendirmelerde bulundu: “Koronavirüs kriziyle mücadelesinin dışında Başkan Trump idaresi ve Başbakan Netanyahu hükümeti, son dönemde siyam ikizleri olarak hukukun üstünlüğüne, derin devlet nefretine, herhangi bir rakibe ve özgür basına karşı pervasızca bir kışkırtmaya, sosyal ağlarda aşağılık komplo teorileri yaymaya ve gerçeğin değerini tamamen yok etmeye doğru hareket ettiler. Bunun gerçekten burada gerçekleşemeyecek bir ABD hikayesi olduğunu mu düşünüyorsunuz? Kongre’deki sahne, Netanyahu ve gazeteci Yaakov Berdugo’nun Merkezi Seçim Komitesi’nin oyları çaldığını iddia etmeye çalıştığı sırada neredeyse burada meydana geldi. Bu ülke, yoğun iç şiddet olayları yaşadı. Mevcut başbakanın ortaya koyduğu kışkırtıcı atmosferde bir başbakana suikast düzenlediler. Bu ülkede Mescid-i Aksa’yı havaya uçurmaya çalışan gizli bir örgütün faaliyetleri vardı. Diğer şiddet eylemleri de gerçekleştirildi. Bunların arasında Filistinli bir belediye başkanına suikast girişimi de bulunuyor. Bu durum, Nablus’un eski Belediye Başkanı Bessam eş-Şaka’nın bacağından yaralanması ve bir patlayıcı ile gözünü kaybetmesine neden oldu. Bu ülkede, (Şimdi Barış Hareketi gösterilerinde) bir protestocu bombanın infilak etmesiyle öldürüldü. Ayrıca bu günlerde eylemciler sokaklarda fiziksel ve sözlü şiddette bulunarak saldırı düzenliyorlar. Bu ülkede başbakan, hükümet ve hukuk kurumlarını zayıflatmak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Kongre’de olanların burada olup olmayacağını gerçekten merak ediyor musunuz? Cevap çok daha kötüsünün olabileceğidir.”
//Şark’ul Avsat